Yarın İslam alemimiz için en mübarek günlerden birisi: İsra ve Mirac hadiselerinin yaşandığı gün. Önce İsra ve Mirac’ı kısaca özetlemek istiyorum size. Nedir, ne değildir bilelim. İsra’nın arapça kelime anlamı; gece yürüme, gece yolcuğulu olarak bilinir. Müslümanlar olaraksa hüzün yılında bir gece Alemler Efendisi Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V.)’ın Mirac’a yükselişinin ilk hadisesi olan Mekke’deki Mescid-i Harâm’dan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya götürülmesi şeklinde gerçekleşen olağanüstü olay olarak bilinir. Mirac kelimesi ise lügatta “yükselme, yukarı tırmanma” anlamındaki urûc kökünden türetilmiş olan ve “yükselme vasıtası, aleti” manasına gelir. Mirac hadisesi bizler içinse Efendimizin hadisler ve ayetlerde anlatılan göğe yükseltilmesi ve orada birçok olağanüstü olayla karşılaşması demektir. Hadisenin temeline baktıktan sonra Mirac’ın bizler için önemini anlatmayacağım. Birçok sitede, kitapta, hutbelerde Mirac anlatılıyor zaten. Ben olaya farklı bir açıdan bakacağım bu defa. Malumumuz ülkemizde son günlerde bir fitne kazanı kaynıyor. Gezi parkı projesine karşı çıkmak amacıyla başladığı söylenen eylemler ülkemizi yeniden bölme, ülkemizin kalkınmasını, gelişmesini engellemek amacıyla yine malum kişilerin başlattığın olaylardan. Günlerdir gençlerimiz, dostlarımız, daha dün yüzyüze baktımız arkadaşlarımız sokaklara dökülmüş ve amacı, önderi sonucu ne olduğu bilinmeyen bir batağa sürükleniyor. Batak diyorum, bataklık, pislik çünkü sonumuz yine aynı olacak yine pislik. Belki onların canı yanacak bizimde yüreğimiz. Geçmişe bakalım 70’e 80’e 90’a ölenlerin kaçı hatırlanıyor, canı yanan gençlerin, canı yanan dağılan ailelerin hesabını kim verebildi ? Peki sonucunda ne elde edilebildi? Peki olayları başlatanlar neredeler ? Birçoğu ormanlar katledilerek kurulmuş villalarında yine ellerini ovuşturarak alevleri körüklemekte. Efendimizin bir hadis-i şerifi var: ‘Fitne zamanı; oklarınızı kırın, yaylarınızı kesin. Hz. Adem aleyhisselamın oğlu Habil gibi olun!’ buyuruyor bizlere. Bizlere diyorum, bizlere derken sadece müslümanları kastetmiyorum. Bizlere derken bu ülkedeki tüm dostlarıma, kardeşlerime, arkadaşlarıma sesleniyorum. Neden Habil gibi olmayalım bizde? Neden sükünet için, fitnenin durması için kapılarımızı kapatıp evimizde oturmayalım ? Neden birilerinin hep oyuncağı olalım. Bir kerede bu işi biz başlatmadık, kimsenin oyuncağı değiliz Türkiye gençliği olarak diyip evlerimize gitsek. Bir kerede bizleri birbirimize düşürmek isteyen fitneci kişilere cevabı hep bir ağızdan versek. Büyüklerimiz bilirler anlatırlar hep: 80 darbesinin ertesi günü solcu-sağcı kolkola gezdi. Bir günde bu iş çözülecekseydi neden onca can yandı derler hep. Bizim nesilde yine böyle bir fitnenin içine çekilmek istiyor. Bugün eğer sokaklarda karşıya karşıya gelirsek, gruplara bölünüp sokaklara inersek, fitnenin aleti olursak, bir birimize saldırırsak; yarın birbirimizin yüzüne nasıl bakacağız ? Bir günde yine kol kola gireceksek, yine yarın başımız sıkıştığında ilk polisi arayacaksak bu fitne niye? Neden olayları konuşarak çözemiyoruz. Neden hep başkalarına özenerek birşeyleri yapmaya çalışıyoruz. Gelin bu fitneyi bu ‘çarşamba’ bitirelim. Gelin yarın hep birlikte kolkola Mirac’a çıkalım.